Bazı geceler bazı insanlar yaşamaz Burada beraber asarız belki hayallerimizi ve belki beraber severiz hayatı!
15 Aralık 2020 Salı
Kimseyim
22 Kasım 2020 Pazar
Yaşamadan Gitmek İçin Çok Genciz!
Yaşamak inadına inanmak mı derdin?
Şimdi ne değişti peki söylemek ister misin?
Yoksa susarak yaşamayı hala yeğler misin?
Anlatmak ister misin?
Ağlamak mı yoksa senin dersin?
Hala uyuyabildiğin gecelerin sesini dinlemiş miydin?
Andan ibaret mi mutluluk yoksa arada yakalamayı becerenlerden misin?
Uzağa kaçan umutlarına,
Ulaşacak azme sahip misin?
Ya da uzakları yakın eder misin?
Ellerimi tutup gitmek varken,
Hala kalmayı yeğler misin?
İstemeden acıttığın kimseler oldu mu?
Merakına yenik düşüp, kimin kimsesi sorup soruşturdun mu?
Hangisi sesin ? Ayırt edemedim.
Hangisi yüzün ?Seçemedim.
Soramazdım tutulurdu dilim,
Acıdığım kadar kanamazdı ellerim.
Acıttığın kadar ileride de değilim.
Geride bıraktıkların bırakır mı sandın seni
Hangi ahın, hangi luzmü yarın çıkacak karşına sanki?
Düşünmediğin geceleri hesaba katma.
Yarattığın hastalıktan uzak durma .
Uzakta kalan anları anımsama.
Anımsadığın insanları gitmiş sayma.
Kimse kimseden gitmez sebepsiz.
Gerçekten gitmiş olması içinse yitmiş olması gerekir.
Yitirdin mi ismini kağıtta?
Yüzünü meçhul saydın mı aynada?
Sen nasıl yaşadın ? Anlat!
Anlat ki dinlesin dünya!
Şimdi anladın mı? Çaresizlik böyle bir his.
Yaşamadan gitmek için çok genciz!
29 Ekim 2020 Perşembe
İçimin Ekseni Kaydı
17 Ekim 2020 Cumartesi
Merhaba Ben Kimsesizlerin Kimsesi!
Merhaba ben kimsesizlerin kimsesi!
Yaşamayı yarıda bırakmış insanlar adına saygı duruşundayım bu gece.
Yarım kalmış, yarım bırakılmış
Öteye atılmış
Duyulmamış, her yardım çığlığına
Tüm hıçkırıklara
Yutkunamamaktan acıyan boğaza, sıkılan dişlere
Kanayan ellere
Yıkılan hayallere
Kurulamayan yuvalara
Ölen kadınlara
Yaşayamayan hayvanlara
Uyutmayan kabuslara
Uyanılmayan sabahlara
Anlamayan insanlara
Anlatan sağırlara
Kapanan gözler için ağlayan yüreklere
Gidenlere
Gitmek zorunda olanlara
Kalanlara
Kalmaya cesareti olmayan korkaklara
Cesaretten yarını göremeyenlere
Aşktan başı dönenlere
Sevginin S'sini hatırlamayanlara
Maskeli suratlara
Oyunlara
Yalanlara
Dogruların acısına
Hayatın sillesine
Müslüm Baba'ya
Frida Kahlo'ya
Zeki Müren'e
Nazım Hikmet'e
Tolstoy'a
Yarım kalan hayatlara.
Her birine ait bu saygı duruşu;
Çok büyük kimselere
Çok küçük kimsesizlere!
Merhaba ben kimsesizlerin kimsesi!
30 Eylül 2020 Çarşamba
Ruhuma Hapisken!...
Kaçamak hayatlar yaşıyorum.
Güz rengi günlerde yerle bir oluyorum.
Gidesim yok
Ve kalasım da.
Oradan oraya savruluyorum.
Düşmekten korkmuyorum.
Sadece atlayasım yok,
Dibi olmayan uçuruma.
Sonu bilinmez fırtınaların ,
Enkazlara gebe çocuğuyum ben.
Aradığımı bulmam mümkün değil.
Ne aradığımı kendime itiraf edemezken.
Hangi esaretin yolcusuyum ben?
Bu denli ruhuma hapisken!
Bedenim neye sahip olur?
Böyle titrerken.
Neyi tutabilir ellerim?
Parmak eklemlerim bu denli güçsüzken.
Uzuvlarım ağlarken, kimi güldürebilir?
Bu palyaço kılıklı korkunç suret!
Kimi özleyebilirim?
Fütursuz öfkeme sahip çıkamazken.
Neyi , nasıl yad ederim?
Önümü görmekten acizken.
Ölümü özlesem ,
Sahi gelir mi?
Biraz erken.
21 Temmuz 2020 Salı
YAŞAMA HAKKIMIZA SAYGI DUY!
Hiç istemedim toplumsal bozuklukları dile getirmeyi,insan soylu canileri anlatmayı
Lakin bugün 21Temmuz Salı 2020 .
Muğla Akyaka'da beş gündür kayıp olan 27 yaşında üniversite öğrencisi Pınar Gültekin'in cesedinin bir varil içinde üzerine beton dökülmüş vaziyette bulunduğu tarih.
Yaşadığım İlçeye çok kısa mesafede olan, yaşadığım ülkede bölgesel anlamda(Ege-Akdeniz) çağdaş ve hür konumda olan bir yerden bahsediyorum. Muğla/Akyaka.
Bu olay burada yaşandı. Her bir köşesinden adaletsizlik, kıyım,cinsiyetçilik,ekonomik problemler,insan ayrımı, aykırıyı dışlama,yalan,yolsuzluk akan Türkiye Cumhuriyeti'nin refah seviyesi yüksek,modern bölgesinde. Turizm bölgesinde.İnsanların uzaktan bakıp ''ah şurda olmak vardı''dediği yerde.
Bunları belirtiyorum,belirtiyorum çünkü her köşede, her ilde her köyde, sokakta , evinin önünde.
Yaşlısı genci çocuğu ''kadın/kız'' kimliğindeki herkes binbir zorlukla binbir iğrençlikle mücadele ediyor.
O çok sevdiğimiz eğlendiğimiz işletmelerin , ''saygıdeğer'' sahiplerinden biri bu cinayetin zanlısı.
Bunu yapan kişinin karısı ve daha küçücük bir kız çocuğu var.
Bunu yapan adamın eli yüzü düzgün.(Tipinden belli olmuyor mu takılmasaymış diyemezsiniz)
Bu kadına ise kulp takıldı.
''Çok geziyormuş,bağ evine gitmeseymiş, kuyruk sallamasaymış''
Bunları dediğiniz kızın ölümünü yaşamak ister miydiniz?
Emine Bulut olmak ister miydiniz?
Özgecan Aslan
Şule Çet olmak ister miydiniz?
Ceren Damar
Mehtap Bülbül
Deniz Aktaş
Müzeyyen Boylu
Esin Işık olmak ister miydiniz?
Kızınızın, arkadaşınızın,sevgilinizin,eşinizin,kardeşinizin komşularınızın
Genç yaşlı fark etmeksizin sokakta gördüğünüz herhangi bir insanın böyle ölümler acılar yaşamasını ister miydiniz?İSTEMEZDİNİZ
Alışmayın, kanıksamayın, dur demenin bir çözümü her zaman vardır,çoğu zaman kitleler sistemler üzerinde söz sahibi olabilir. Dur deyin.
Burada, bu coğrafyada kendi tanıdığım insanlar da olmak üzere 15-30 yaş arası her genç kadının mutlaka sözlü tacize uğramışlığı, babasından abisinden sevgilisinden(çeşitlendirilebilir) psikolojik ve fiziksel şiddete uğramışlığı var. Gözünüzü yummayı bırakın.
Sevgi şiddet doğuramaz.
Çok sevmek güzel sevmedikçe hiçbir işe yaramaz.
Konumuz siyaset değil din değil, konumuz ''yaşama hakkıdır''
KONUMUZ YİTİP GİDEN YAŞAMLARDIR
KONUMUZ VARİLE SIĞAN ANILAR HAYALLERDİR
KONUMUZ İKTİDAR DEĞİL
KONUMUZ NETFLİX DEĞİL
KONUMUZ PARA DEĞİL DİN DEĞİL
SİYASET DEĞİL
''YAŞAMA HAKKIMIZIN ELİMİZDEN ALINMASI''
İnsan soyundan gelmek insan olduğunuzu göstermez. İnsan olduğunuzu önce aynadakine kanıtlayın
sonra da kalkıp bir şeyler yapın.
SUSMAYIN
GİDEN ŞİMDİYE KADAR GERİ GELMEDİ, HİÇ KİMSE BU ŞEKİLDE ÖLDÜRÜLMEYİ HAK ETMEDİ.
Yaşama hakkımıza SAYGI DUY!
7
24 Mayıs 2020 Pazar
Beş Dakika Yaşamış İşte.
26 Nisan 2020 Pazar
..Güne Sevmek İle Başlardım,Uyumadım.
Nasıl adlandırırsak işte.
Anlamlandırılamayacak kadar bozuk atıyor.
Düzeltmenin lûzmu yok,
Mevcut alemlerde ,
Bana kendimi gösteren tek bir ayna yok!
Kızma bana , kırılma.
Ben sendeki aleve
Bir başka suretle tanık olmadım hiç.
Kaçma, kızma .
Hiç mi alabora olmadı senin kayığın?
Bana inan sevgilim.
İnan bana,
Ben alaboradan hiç kurtulamadım.
Ucundan hevesim olsaydı yaşamaya kötü suretler ile,
Reddetmeseydim hayatı
Ve belki de itmese idim, güneşi
Devam edebilirdim.
İnan bana sevgilim
Bana inan .
Çok istedim.
Gece yarıları,
Bozguna uğratılmış yarım çığlıklar geliyor kulağıma.
Lakin hiçbiri,
Bir çocuğu uyandırmadı uykusundan.
Hep bana oynadılar , bir tek ben işittim sesleri.
Alarmın her çalışında
Ben çoktandır uyanıktım.
İnan bana sevgilim,
Bana inan.
Uyusaydım bir gece olsun,
Deliksiz ve masum
Sevmek ile başlardım güne!
Uyumadım.
7 Nisan 2020 Salı
..Çıkamıyorum
Çok uluslu yalnızlıkların sokağından çıkamıyorum.
25 Şubat 2020 Salı
Elveda Ya da Her Neyse!
Yerden topluyorum izmaritlerini,
Koskocaman bu dünya yer vermemiş bize.
Sana,bana, ona ; bizim gibilere.
Yerden topluyorum izmaritlerini ,
Çok iyi bilirim soğuk kaldırımlarda kalmayı, kimsesiz.
Nasıl bir kalmaktır ki bu tüm gitmeler ihtimalsiz.
Tutmamış kimse elini,
Bir gece daha büyümüşsün,
Ardında tınlamış ezgiler,
Sen ise nereden baksan kör kütük sarhoşsun.
İçmedin de bugün .
Ama sarhoşsun.
Ve,
Kalakaldın.
Ölümlere kafa tutacak yalnızlığın seni bıraktı kaldırım kenarlarında .
Yere düşen izmaritler leşleri duygularının.
Yerden topluyorum izmaritlerini.
Bu sokak, köşe
Bu taş duvar,
Nice ağlamaya şahittir.
Ne tarih yazmıştır, ne edebiyat kitapları.
Lakin burada bir kız mağlubu olmuştur, çoğu savaşın.
Yerden topluyorum izmaritlerini
Yeşil çakmağın sen kadar üşümüş.
Hoşgeldin sokağa !
Burası kaybedenler sokağı değil, kaybolanlar sokağı.
Düşününce isterdim ki , hiç sokmayayım seni bu çıkmaza.
Biliriz ki kaybolanlar düşünme yetisini en son hatırladıkları anının kenarında bırakır.
Kusura bakma.
Ben kendi kusuruma çok bakıyorum.
Sen es geç!
İzmaritlerini topluyorum yerden.
Senin için kafa tutacağım.
Bitince bu yazmak,
60'a kadar sayacağım.
Sonra gideceğim .
Kalmaların üstüne.
Ölüme kafa tutacağım çarparken suratıma rüzgar.
Kusuruma bakma.
Karanlık suretim,
Çıkmaz düşlerim,
Kalmalarım ben.
Kalanım.
Hoşgeldin bu sokağa!
Kaldırımlar soğuk
En az izmaritlerin kadar.
Ve güle güle.
Bitti nöbeti soğuk kaldırımların .
Prangalarından salındı düşlerim
Başka sokaklara düşüreceğim izmaritlerimi,
Burada sen kayboldun,
Güle güle.
Elveda, ya da her neyse!
22 Ocak 2020 Çarşamba
Bana Benzemeseydi Görmezdim Bile, Belki.
Nereden baksan çirkin,
Nereden baksan boş,
Kullanışsız, kirli.
Kim bilir acaba batırdı mı hiç birini,
Ya da öldürmesine neden oldu mu bir balıkçının balığı.
Ve yine kim bilir kimleri taşıdı .
Ne ağır yükler ...
Birbirinden farklı kimseler ...
Boyası kaç defa yenilendi,ne kadar cilalandı ?
Gereken değeri gördü mü?
Minnet besledi mi sahibi?
Özgür denizde kaç dalga dövdü onu?
İşi bitene kadar sevildi mi, hor görüldü mü?
Ne oldu?
Kimsenin dikkat etmediği o kıyıda
İnsanlar, yıldızlar ve manzarayı izlerken yok saydı onu.
İçine izmaritleri düştü , orada oturanların.
İçine oturan oldu mu?
Sandalın haline acıyan.
Hikayesini merak eden.
Neden burada olduğunu anlayabilen.
O kimsenin umrunda olmayan pis sandal,
Geceleri sarhoşların kahkahalarını dinledi!
Küfürlerini duydu.
Ağlayanların acısına şahit oldu .
Kolay değildi.
Onu kimse merak etmedi.
Acaba demedi.
Pis dedi.
İşlevsiz dedi.
Eski dedi, çürük dedi.
Yorgun demedi.
Yaşlı demedi.
Hikayesini merak etmedi.
Ben de etmezdim,
Eğer beni dinlediğini anlamasaydım.
Bana benzemeseydi,
Görmezdim bile belki.
Kolay değildi.