19 Şubat 2025 Çarşamba

Yer çekimi kaybolur sen kendin ol.

 Bazen gitmen gereken yerlerde kalabilirsin

Kalman gereken yerlerden gidebilirsin.

Kendine bir yer bulamayabilirsin.

Yerle yeksan da olabilirsin.


İki seksen uzanabilirsin.

Yığılmak da hakkındır

Pekâla bir hamur gibi,

Yer çekimine yenik düşebilir etlerin.

İnsan değişmeyebilir.

Derdi yalan olanın gücü de yalan olabilir. 


Olasılıklar kaybolur.

Ya sen o gün gayb olursan?

Gayb olmak mı, kaybetmek mi?


Ben bilmem.

Sahip olmadığını kaybetmen,

Mümkün gözükmez.

Her zaman imkansıza koşman gerekmez.


Yetin! 

Yetkin ol.

Kendin kal.

Duvarlarını aşma,

Pencereni aç.

Soluklan.


Solan çiçekler havasızlıktan solmaz hep.

Bazen vadeleri dolar.

Senin de gözün dolar.

Gözün dolduğunda boşalt içini, 

Varsa kinin at kinini.


Kiminin dini,

Kiminin sevgisi,

Kiminin savaşı, 

Kiminin derdisin.

Bırak.

Bırak anlatsınlar dertlerini

Sen, seni duy.

Bırak kazansınlar savaşlarını,

Mağlup ol.

Bırak sevsinler seni,

Leyla ol.

Ve bırak tapsınlar sana,

Tanrı ol.


Zararı yok.

Var ol!

Zoru çok. 

İnsan ol!

Kaybı çok,

Yaşlı ol!

Neşesi bol,

Çocuk ol!


Bırak, iki seksen uzan yere.

Bu gece toprak ol.

Yarın güneşle doğ!


Doğur içini.

Rahimden yeryüzüne inen bebek gibi,

Yanabilir ciğerlerin

Yinede doğur kendini.


Doğur ki

Doğasın.


Bırak

Kimse kal!

Yerinden kalk.

Anda kal.

Anlık olma

Anıların olsun.


Bırak

İki seksen uzan yere.

Bu gece toprak ol.

Değsin ellerin göğe,

Yıldız ol!


Rüzgar kaçırsın seni,

Rüzgar ol. 

Yer çekimi kaybolur.

Sen kendin ol!

7 Şubat 2025 Cuma

Bardak da Kırıldı!


Sicim gibi mi  döküldü yaşların 
gözünden
En dolu anların yaşlandı mı?
Göğsündeki ağrıyla edebildin mi baş?
Ağladı mı anıların? aklından düşerken 

Yitirdiklerin başka mıydı 
Koynuna canla başla mı aldın 
Lanet ettiğin teni 
Affettiğini aklın aldı mı? 
Yoksa aklın başkasında mı kaldı?

Altında oturduğun göğün rengi
Hangi bakışta hapisti
Hangi yüzün hayali
Uykularını kaçırdı? Yoksa *
Başladığın yol baştakinin aldığı yaş mıydı?

Derinliklerine çekildiğin dehlizin
Dibinde
21 gramın mı kaldı?

Ruhun odamı belki aydınlatırdı
Ancak bu barda başım çok ağrıdı.
Taşıdıklarım da bir bakıma ağırdı.
 
Yüzünü görmek lanetti
Aramak  hezimete uğratırdı beni.
Benim 21 im
Eskide kaldı. 
Eskimeyen
Duvardaki yarıktı. 

Sen de yarımdın.
Ben de sadece bugün vardım.

Zaten sadece bara ortaktım
İçkim de ortalıktaydı.

Ben kırgındım
Bardak da kırıldı.

K-ı-r-ı-l-d-ı

1 Kasım 2024 Cuma

Arada Bir At Yarışı da Oyna!


Görüyor musun? 

Gözlerin kapalıyken de?

Yüzebiliyor musun?

Seni dibe çeken tuğla, ayağına bağlıyken de ?

Biriktirdiğin göz yaşlarınla ödedin mi, duvarını ören işçilerin paralarını? 

Yoksa onlara borcun mu kaldı?

Ondan mı adın yazılmadı?

Tozlu sayfalarına anılarımın. 

Görememen normal değil miydi kapalıyken gözlerin?

Neden bu kadar direndin?

Borcunu mu silmedi işçiler?

Hat yapan kanla, sen miydin?


Önce unutsan mı hatlarını vücudumun?

Sonra mı geçsen tahsilata

Arada bir at yarışı da oyna!


Oynayabilirsin duygularla.

Yarışabilirsin korkularla.

Kazanabilirsin savaşları.

Tek damla kanın akmadan,

Sokaktaki çirkin mazgala.


Dövüşebilirsin.

Elbette yapabilirsin.

Unutabilirsin.

Kendinden başka, herkesi silebilirsin.

Gücün bu değil miydi senin?

Yalnızlık?


Yanlış mı hatırladım,

En yalın hali değil misin yalnızlığın?

O duvarları örmenin nedeni aynaydı,
Yansıdın!


Yanmaya alışıksın.

Yansımaya değil.

Kazanmaya alışkınsın,

Girmediğin savaşları.



Kanayamazsın.

Çok eskide kaldı,

Kazandığın.

Tırnaklarınla adını kazıdığın!


Biraz soluklan şimdi

Yansı

Ha bir de,

Arada bir at yarışı da oyna! 

Belki kazanırsan 

A'dını da seversin.

Ard'ını da. 




8 Mart 2024 Cuma

Birden Fazla Kişinin

 Var olmanın birden fazla yolu var 

Birden fazla kişi için.


Herkes, ben varım demenin bir yolunu arıyor.

Kimi birilerini seviyor

Kimi sevişiyor

Kimi savaşıyor

Kimi bilmediğim ve aklımın ucundan geçmeyen mücadeleler içerisinde.


Yoldan geçen 70 yaşındaki teyzenin de kendi hikayesi var.

12 yaşındaki pazarcı çocuğunda.

Dostlarımın da hikayesi var,

Hiç tanımadığım suratlarında.


 Fark edilmemiş her insan 

Zaman zaman eziliyor farksızlığının kollarında.

Fark yaratan her insan da sevilmiyor bazen karanlık odalarda.


Fark edilenler mi azınlık

Farksız kalanlar mı?

Öksüzlüğün sadece  öksüzlük olmadığını 

Öksüz hissederek yaşayanlar mı?

Sevdikleri için savaşanlar mı,

Artık cesareti kırılanlar mı?


Erkek oldukları için sorumluluklara mecbur bırakılan

Altında kedini yetersiz hissedenler mi?

Kadın oldukları için metalaştırılanlar mı?

Kendisini koruyamayan anneler mi?

Gelecek kaygısı içerisinde bulunan 22ler mi?


Sokakta ölen yavru kediler mi?

Toplatılmaya çalışılan sokak köpekleri mi? 


Hangimiz azınlığız?

Yoksa fazlalık mıyız?


Belki bazen azalmalı.

Azalarak artmalı.


Var olmanın birden fazla yolu var.

Birden fazla kişi için.

Bazı akşamlar biraz da için!


Ben varım diyemiyorsanız yokum demeyi deneyin.

Bulamıyorsanız kaybolmayı kabul edin.


Mümkünse kedi sevin.


Kimseler de vardır.


Bazen,

Kimseler, evi

Birden fazla kişinin!


4 Ocak 2024 Perşembe

Tek Buzlu Viski

  Arafta kaldığın anlarda kalmamak adına

Adımı kazıyorum göreceğin duvarlara.

Görüleceğim anlardan kaçıyorum.

Di'li zamanda geçmeli harfleri ismimin.

Kalacağım her yerden gidiyorum.


Bazı savaşlarda kazanan olmuyor.

Mağlup ediliyor tüm taraflar.

Saflar dolduruluyor 

Dolan sadece saflar değil,

Damarların asil kan ile dolmuş taşıyor.

Göz yaşlarına olan sahip bedenin,

Ancak ruhun ağlıyor.


Tek buzlu viski,

Pek de soğuk olmayan kışların,

Çok soğuk ruhlarının şahane içkisi.


Çıkmak üzeresin savaşından.

Duvarlarda karşılaştın adımla.

Adım adım ilerledin hayatta

Olduğun yerdesin. 


Di'li geçmiş zamanlarda geçmiş.

Gayb olmuş, 

Yahut arafta.

Yolun düşmüş,

Bilmem kaç tane şehre.

Ait değilsin hala hiçbirine!


Aitlik aramasan iyi edeceksin.

Terletecek bazı bakışlar.

Yüzünü çeviremeyeceksin.

Aşıksın zebanine.

 O sadece senin. 


Görülmeyeceğin anların en çok göze çarpanısın sen!

Kimseyken dahi 

Herkessin.

Herkes durmak istiyor.

Yanında.

İşitiyorum miş'li zamanlarda.


Tek buzlu viski,

Soğuk ruhların sıcak içkisi!

Fondip.

Savaşın bitti.


26 Kasım 2023 Pazar

Yalın’ayak

 

Günlere saatlere sığmayan yalınlığın

İnanılmaz yalnızlığını

En yalın halimle kabullenişim

Yalın ayak yağmurda koştuğum günün zafiyetiydi. 


Soğuk ayak tabanlarımı

Kırmızı ojelerim gölgeledi.

Gece saat 02.00 

İkiye karşı bir ben vardım sokakta. 

Birde gizlenemeyen sokakta köpekleri.


Yaştık

Bir iki sorunu beraber aştık.

Eve kadar yarıştık 

Ve vardık! 

Hem eve vardık 

Hem biz vardık!



Koltukta keyif çatan mis kokulu, parlak ve kuru tüylü kedim açtı kapıyı

Köpeklerle karşılaşınca 

Omurgası dikleşti 

Köpekler silikleşti. 


İçeri adım attık beraber.

Kurulandık temiz havlularla. 

Kedim geçti köşesine. 

Kocaman göbeğiyle yattığı yerden örseledi köpeklerin

Islak duygularını. 


Sarıldım. 

Önce köpeklere.

Sonra kedime. 

Kafasını çevirdi kedim. 

Bugün küs uyuyacaktık.


Kalamazdık sokakta.

Özgürdük ama yetersiz.

Sıcak ve yumuşak yataklara ihtiyacımız vardı. 

Sevişecek tenimiz yoktu 

Sevecek yanlarımız eksikti

Uyuduk.



Yeterli hissettik

Özgürleştik

Leştik

Temizlendik

Kedim yatakta uyudu.

Köpekler halıda.

Ayrıydık ama 

Hepimiz birdik.


Vahşi , özgür 

Kibirli ve temizdik!

Ağladık ve temizlendik ‘


Yalın ayaktık ve

En güzel yanımız buydu. 





6 Kasım 2023 Pazartesi

Göğüm

Ellerim acıyor

Sancıyor ruhum

Duvarlar kanıyor

Çok ağlamış, dinleniyor göğüm.


Bilmediğim çok yol olmuş

Giderayak döndüğüm çok sapak

Son anda ileri attığım birçok adım

İzlerken  yorulmuş göğüm.


Delinirken gönlüm,

Yürüyorum

Nereye olduğu belirsiz

Kendiliksiz, vasat bir ruhum.

 Burjuva göğüm.


Tahtası eksik, çivileri dışarıda 

Ahşaptan bankım,

Alıyor kucağına.

Ruhum, dinleniyor.

Dindiriyor,

Göğüm.


Kanıyorum,

Dikeni batıyor gülün.

Kararıyorum içimde,

Dudaklarım sarkıyor

Artık;

Deniz seviyesinde.

Arıyor,

Göğüm.


Sır perdesini aralayamadan,

Soruyor,

İstemiyor bilmek, 

Öylesine bir soru bu sorulan.

Susuyorum,

Duyuyor göğüm.


Susuyorum,

Köklerini kurak toprakta en dibe sarkıtan yaşlı çınar kadar.

Arıyorum, 

Eşeleyerek toprağı,

Yağıyor,

Göğüm.


Damlaları,

Göz yaşlarımı alıp götürüyor.

Dallarımda,

Yapraklar yeşilleniyor.

Gülüyor, göğüm.