4 Nisan 2022 Pazartesi

İlk Kaybeden Bence Kazanır

 Yaşamak savaşmak değil midir

Bir bakıma?

Nefes almaya çalışırken bir akciğer hastası,

Köpekten kaçan sokak kedisi,

Askeri ücretle beş kişilik aile geçindiren baba,

‘Piç’ diye adlandırılan çocuğun bekar annesi,

Aşık olduğu kadını başka adamla gören delikanlı,

 Güvendiği adam tarafından aldatılan kadın,

Otuz altı saatlik nöbetten çıkıp tedavi ettiği hastanın yakını tarafından darp edilen doktor,

Dışlanan travesti Canan,

Velev ki ibne olan X,

Tacize uğrayan Y,

Kimseye zararı olmayan tek kişilik cenazesi olan

Şarapcı Remzi,

Anne karnından çıktığı an ağlayan bebek,

Okulda ekonomi konuşan 14 yaşındaki Efe,

Ailesine destek olmak için gündüz okula giden akşam işe giden Y,

Yaşamak savaşmak değil mi şimdi?

Bu insanlar savaş vermiyor mu?

Kendisinden başka kimseyle konuşamayan, 

Yazan,

İçine bağıran,

Maddi ve manevi  kaygılar içinde olan onca kişi,

Koca bir ülke,

Yaşamıyor mu?

Savaş vermiyor mu?

Yaşamak nefes almaktan ibaret değildir hiçbir zaman.

Ama savaşmak da değil nadiren.

Sevgiler var’dı çünkü.

Birde aralıklarla sık sık içen 

Behzat Başkomiser.

Şimdilerde sigara molası verecek halimiz yok.

Yaşamak savaşını veriyoruz,

Hep beraber.

Sevmeye hiç halimiz  yok

Bu vakitsizlikte.

Mehmet Pişkin kadar naif veda da edemeyiz biz.

Yaşamak; savaşmak işte bir bakıma.

Savaşmak; yaşamak işte bir yandan.

İlk kaybeden

Bence kazanır.