İki satır sonra yokuz.
İki duman sonra,
İki kadeh sonra,
Sarhoşuz.
Hep var olacak değiliz ya!
Cemal Süreya, gitti.
Yok artık.
Ancak;
‘Sizin hiç babanız öldü
mü?
Benim bir kere öldü, kör
oldum.’
Ölen babalar ve oğulları var.
Özdemir Asaf gitti.
Lavinia’sı da yok artık.
‘Sana gitme demeyeceğim
Ama gitme Lavinia.’
Gitme diyenler ve Lavinia’ları var.
Nilgün Marmara gitti.
Yok artık.
‘Öyle güzelsin ki kuş koysunlar yoluna.’
Yoluna kuş konulacak güzellikler hala var.
Giden, sadece ete kemiğe bürünmüş Nilgün’dü.
Bu gidenleri anmayıp kimi anacağız?
Duygularını saklayanları mı?
Mezara çiçek getirenleri mi?
Henüz hayattayken gülmenin zevkine erişemeyenleri mi?
Yalancıyı, yolsuzu mu analım?
Duygularını kaybetmiş robotlar mı yaşasın şiirler yerine?
Neyzen, bunu duysa ;
Hadi lan oradan! Derdi.
Hadi lan oradan!
İki satır sonra yokuz.
İki duman sonra,
İki kadeh sonra,
Sarhoşuz.
Hadi lan oradan!
Hep var olacak değiliz ya.