25 Şubat 2020 Salı

Elveda Ya da Her Neyse!


Yerden topluyorum izmaritlerini,
Koskocaman bu dünya yer vermemiş bize.
Sana,bana, ona ; bizim gibilere.

Yerden topluyorum izmaritlerini ,
Çok iyi bilirim soğuk kaldırımlarda kalmayı, kimsesiz.
Nasıl bir kalmaktır ki bu tüm gitmeler ihtimalsiz.

Tutmamış kimse elini,
Bir gece daha büyümüşsün,
Ardında tınlamış ezgiler,
Sen ise nereden baksan kör kütük sarhoşsun.
İçmedin de bugün .
Ama sarhoşsun.
Ve,
Kalakaldın.
Ölümlere kafa tutacak yalnızlığın seni bıraktı kaldırım kenarlarında .
Yere düşen izmaritler leşleri duygularının.

Yerden topluyorum izmaritlerini.
Bu sokak, köşe
Bu taş duvar,
Nice ağlamaya şahittir.
Ne tarih yazmıştır, ne edebiyat kitapları.
Lakin burada bir kız mağlubu olmuştur, çoğu savaşın.

Yerden topluyorum izmaritlerini
Yeşil çakmağın sen kadar üşümüş.
Hoşgeldin sokağa !
Burası kaybedenler sokağı değil, kaybolanlar sokağı.
Düşününce isterdim ki , hiç sokmayayım seni bu çıkmaza.
Biliriz ki kaybolanlar düşünme yetisini en son hatırladıkları anının kenarında bırakır.
Kusura bakma.
Ben kendi kusuruma çok bakıyorum.
Sen es geç!

İzmaritlerini topluyorum yerden.
Senin için kafa tutacağım.
Bitince bu yazmak,
60'a kadar sayacağım.
Sonra gideceğim .
Kalmaların üstüne.
Ölüme kafa tutacağım çarparken suratıma rüzgar.

Kusuruma bakma.
Karanlık suretim,
Çıkmaz düşlerim,
Kalmalarım ben.
Kalanım.
Hoşgeldin bu sokağa!
Kaldırımlar soğuk
En az izmaritlerin kadar.

Ve güle güle.
Bitti nöbeti soğuk kaldırımların .
Prangalarından salındı düşlerim
Başka sokaklara düşüreceğim  izmaritlerimi,
Burada sen kayboldun,
Güle güle.
Elveda, ya da her neyse!