Seyircisi gişeden taşan filmler,
Okuyucusu intihar eden şiirler bırakıyorum sana.
Yuvasının bulunduğu daldan düşmüş
Oturduğu eve icra gelmiş hayattan da seriyorum önüne.
Tımarhaneden kaçarken ,
Karakolda zincirlenmiş bir ruh
Nefes alamayacak kadar yorgun bir kanser hücresi de eşlik ediyor sana.
Zira, bunları okuyanlar olacaktır.
Tahmin edemeyecekleri büyüklükte bir acının varlığından haberdar olmadan. Ve belki olamadan.
Yarın seninle mezarlığa geleceğim,
Kollarım göğü değil toprağı kucaklayacak bu kez. Edilen tüm intiharların tınıları da kulağımda.
Naaşları tablo gibi asıyorum zihnimin duvarlarına.
Seninle beraber ağır valizler kaldıracağız giderken,
Bir kaç anı dökülecek içlerinden,dönüp bakamayacağız. Vaktimiz yok.
Niçin sana eşlik ediyorum sanıyordun? Vaktimiz yok.
Tabi bundandır.
Ellerimi dövmeye , kemiklerimi sızlatmaya da ara verdim üstelik.
İrademle değil, mecburiyetten. İçimde ki sızı ağlatmıyor beni geceleri,öldürüyor.
Nereden biliyorum sanıyorsun?
Gişeden seyircileri taşan filmleri. Ölürken izliyorum.
Nereden tanıdık geldi?
Okuyucusu intihar eden şiirler?
Bende salmıştım kendimi, trabzanlardan aşağı.
Oturduğum eve haciz gelmedi ancak, tanıdık duygusu parkta ki bankımın kaldırılmasıyla yerleşti üzerime.
Tımarhaneden kaçan düşüncelerim ise zihnimde prangalı.
Vakit çok dar,
Gidilecek yol ise haşin.
Bu yüzden geliyorum seninle, ardıma bakmadan.
Yoksa bilirsin dik kafalıyımdır.
Ve inatçı, bir keçi kadar.
Elini de tutmayacağım giderken, ne tutsam elimde kalır.
Şimdiyse ne benim kaldığım bir yer ne de özlediğim bir sokak var.
Ölümü baz almam da bundan ötürü.
Yaşayan her şey mutsuz ve hiddet dolu.
Ben görmüyorum artık parkta öpüşenleri
Ancak her evden şiddet sesleniyor dışarı.
Ölen her şey ise berhudar halde
Misal : Aşk,
Öleli çok oluyor
Girdiğinden beri toprağın altına kimse ona el sürmüyor.
Diyeceğim şu ki
Yaşayanlar arasında vakit çok dar.
Seninle toplamalıyız artık valizlerimizi
Vakit dar.
Ver elini.